TMS (Transkraniyal Manyetik Stimulasyon)
Beyin Uyarım Tedavisi

TMS (Transkraniyal Manyetik Stimulasyon)

Tedaviye dirençli depresyon tedavisinde etkili ve FDA onaylı, psikiyatride kullanımı giderek artan, modern, bir beyin uyarım ve beyin aktivitesi düzenleme (nöromodülasyon) tedavisidir.

  • Güncelleme: 25 Nisan 2025
  • Uzman: Uzm. Dr. İsmail BUÇGÜN

1. TMS (Transkraniyal Manyetik Stimulasyon) tedavisi nedir?

TMS özel cihazla oluşturulan yoğunlaştırılmış manyetik atımların ardışık bir şekilde, özel beyin bölgelerine gönderilmesiyle beyin hücrelerinin uyarılmasını ve bu sayede beyin işlevlerinin düzenlenmesini sağlayan, bazı hastalıkların tedavisindeki etkisi bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış ve FDA onayı ile kullanım ruhsatı almış, etkili ve modern bir tıbbi tedavi yöntemidir.

Bu tedavi ile psikiyatrik hastalıklar nedeniyle işlevi değişen beyin bölgelerine ve beyin ağlarına girişimsel olmayan bir yöntemle müdahale edilerek tedavi amaçlanır.

TMS, bazı kaynaklarda TMU (transkraniyal manyetik uyarım), rTMS ve rTMU olarak da tanımlanmaktadır. Klinik pratikte bunların tamamı birbiri yerine kullanılabilen terimlerdir.

2. Hangi durumlarda kullanılır?

TMS tedavisi ilk olarak 2008 yılında tedaviye dirençli depresyon tedavisi için FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) onayı almış, sonrasında klinik pratikte kullanımı giderek yaygınlaşmıştır. Pek çok psikiyatrik hastalığın tedavisinde tedavi direnci durumunda ekleme tedavisi olarak klinik araştırmalar yürütülmüş ve halen bu alanda pek çok araştırma devam etmektedir Başlıca kullanıldığı psikiyatrik hastalıklar şunlardır:

  1. Depresyon (major depresif bozukluk)
  2. Tedaviye dirençli depresyon
  3. Bipolar duygudurum bozukluğu depresif dönem
  4. Doğum sonrası (postpartum) emzirme döneminde depresyon
  5. Yaşlılık döneminde depresyon
  6. Anksiyetenin eşlik ettiği depresyon (karışık anksiyete ve depresif bozukluk)
  7. Yaygın anksiyete bozukluğu
  8. Şizofreni, atipik psikoz gibi psikotik bozukluklarda ilaç tedavisine dirençli işitsel halüsinasyonlar (tedaviye dirençli ses duyma belirtileri)
  9. Şizofreni, atipik psikoz gibi psikotik bozukluklardaki negatif belirtilerin tedavisi (içe kapanıklık, hayattan kopma, motivasyon kaybı vb. belirtiler)
  10. Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) (Derin TMS FDA Onaylı)
  11. Tedaviye dirençli obsesif kompulsif bozukluk (OKB) (Derin TMS FDA Onaylı)
  12. Alzheimer hastalığı ve diğer bazı demansiyel sendromlar
  13. Tourette sendromu ve tik bozuklukları
  14. Uyku bozuklukları
  15. Sigara bağımlılığı (Derin TMS FDA Onaylı)
  16. Alkol bağımlılığında istek azaltma
  17. Bazı madde bağımlılıklarında istek azaltma
  18. Davranışsal bağımlılıklarda istek azaltma

Ayrıca migren, kulak çınlaması (tinnitus), inme sonrası rehabilitasyon, Parkinson hastalığı, esansiyel tremor ve diğer bazı hareket bozukluklarında hastalık belirtilerinde iyileşme sağladığına dair bilimsel çalışmalar/yayınlar son dönemde artmakta ve bu alanlarda da klinik kullanımı giderek artmaktadır.

Burada listelenen psikiyatrik hastalıkların her birindeki etkinliği ve bilimsel kanıt düzeyi farklıdır. Bu nedenle her hastalıkta rutin uygulanabilir bir tedavi değildir.

Kliniğimizde 18 yaş altı hastalarda ve inme sonrası rehabilitasyon ile hareket bozuklukları için TMS uygulaması yapılmamaktadır.

3. Nasıl uygulanır?

Herhangi bir anestezik ilaç uygulanmadan hasta tamamen uyanık ve çoğu zaman bir koltukta otururken uygulanan bir tedavi yöntemidir. Her hastalık için özel olarak belirlenen beyin bölgelerinin iz düşümü kafa üstünden ölçüm yapılarak tespit edilir. Tedavi ardışık seanslar şeklinde uygulanır. Her bir seans hastalık ve uygulanan tedavi protokolüne göre değişmekle birlikte yaklaşık 3-40 dakika sürmektedir. Haftada 5 gün, genellikle günde 1 kez uygulanır. Hastanın yanıt durumuna göre ek seanslar gerekebilir. Seanslar sonrasında hasta günlük yaşamına hemen dönebilir.

Düzenli ve ardışık uygulama ile etkisini gösteren bir tedavi yöntemidir bu nedenle tedavi sürecinde her gün tedaviye uyum çok önemlidir. Depresyonda ve anksiyete bozukluklarında ortalama en az 20 seans, OKB yani takıntı hastalığında 30 seans uygulama gerekir. Yani depresyon ve kaygı bozuklukları için 4 hafta, OKB için 6 hafta süren bir tedavi yöntemidir. Diğer hastalıklarda duruma göre protokole ve kaç seans uygulanacağına değerlendirme sonrasında hekim karar vermektedir.

4. Yan etkileri nelerdir?

Günlük pratikte yan etkisi yok denecek kadar azdır. Uygulama sonrasında hasta günlük yaşamına sorunsuz devam edebilir. Basit bölgesel yan etkiler çoğu zaman ilk birkaç seans sonrasında görülmez. Teorik olarak görülebilecek başlıca yan etkiler şunlardır:

  1. Bölgesel yan etkiler: Pratikte en sık karşılaşılan yan etkilerdir. Uygulama sırasında, uygulama alanındaki kasların kasılması nedeniyle minimal ağrı, uygulama alanına yakınlığı nedeniyle yüz ağrısı, diş ağrısı gibi bölgesel ufak yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler şiddetli değildir ve uygulama sonlandığında ortadan kalkar. Çoğu zaman hastaların çoğunda ilerleyen seanslarda ağrı hissi azalır ve kaybolur.
  2. Baş ağrısı: Uygulama alanındaki yüzeyel kasların kasılması nedeniyle oluşur, 10-20 hastadan yalnızca 1’inde görülür. Genellikle bir kaç saat içerisinde kendiliğinden geçer.
  3. Uyku bozukluğu: Bazı hastalarda ilk günlerde uykuya dalma güçlüğü olabilir.
  4. Epileptik nöbet: 10.000’de 1 gibi çok düşük bir oranda görülebilir. Alkol yoksunluğu, madde kullanımı olması ya da ciddi uykusuzluk gibi nöbet eşiğini düşüren faktörlerin olması risk faktörleridir. Uygulama öncesi her hasta nöbet riski açısından hekim tarafından değerlendirildiğinden ve riskli durumlar tespit edildiğinden bu risk daha da düşmektedir. Bu tedavinin kullanıldığı yaklaşık 20 yıllık sürede herhangi bir nöbet sonrası ciddi tıbbi sorun bildirilmemiştir.
  5. Duyma eşiğinde geçici yükselme: İşlem sırasında oluşan gürültü nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu yan etkiden korunmak için genellikle kulaklık ya da gürültü önleyici kulak tıkacı kullanılır.

5. Kimlere uygulanmaz?

Kafa içi implantı olanlar, kalp pili olanlar, nöbet ve epilepsi öyküsü olanlar ve nöbet eşiğini düşüren ilaç kullananlara uygulanmaz.

6. Bu tedavinin diğer tedavilere göre avantajı nedir?

  1. Oldukça çok sayıda klinik araştırma TMS ve derin TMS tedavisinin tedaviye direnç durumlarında da etkili bir tedavi olduğunu göstermiştir.
  2. Çok düşük oranda yan etki görülür, yan etkisi yok denecek kadar azdır.
  3. Girişimsel bir tedavi değildir, EKT gibi anestezi uygulaması gerektirmez.
  4. Etkisi hızlı başlar, genellikle 1-2 hafta içerisinde tedavi yanıtı ortaya çıkar.
  5. Tedavi parametreleri her hasta için bireysel olarak saptanır. Protokoller her hastanın tanısına göre hazırlanır, güncel literatürdeki protokolleri uygulamaya olanak sağlar.
  6. Ayaktan hastane yatışı gerekmeden uygulanan bir tedavi yöntemidir, tedavi sonrası hasta hemen günlük yaşamına dönebilir.
  7. EKT’den farklı olarak unutkanlık gibi bilişsel yan etkiler yapmaz.
  8. Gebelik ve emzirme gibi ilaç kullanımından olabildiğince kaçınılan dönemlerde uygulanabilen ilaçsız bir tedavi alternatifidir.
  9. Yaşlılık ya da diğer tıbbi hastalıklar, ilaç etkileşimleri nedeniyle ilaç kullanılamayacak durumlarda uygulanabilen ilaçsız bir tedavi alternatifidir.

7. Bu tedavi yöntemi heryerde aynı şekilde mi uygulanır?

Hayır. Görünürde benzerlikler olsa da uygulama ile ilgili pek çok değişkeni olan; uygulanan protokol, kullanılan cihaz ve başlık ile uygulamaya sonucu değişebilen bir tedavi yöntemidir.

Uygulama öncesinde hastanın klinik durumu, tedavi ihtiyaçları ve uygulanacak olan protokolleri belirlemek için deneyimli bir psikiyatrist tarafından ayrıntılı değerlendirme ve tüm tedavi sürecinde hekim takibi gerekir.

Psikiyatrik Değerlendirme
Tanısal Değerlendirme

Psikiyatrik Değerlendirme

Psikiyatri uzmanının kişinin ruhsal durumunu anlamak için yaptığı kapsamlı inceleme sürecidir.