
Psikiyatrik Değerlendirme
Psikiyatri uzmanının kişinin ruhsal durumunu anlamak için yaptığı kapsamlı inceleme sürecidir.
Tedaviye dirençli depresyon tedavisinde etkili ve FDA onaylı, psikiyatride kullanımı giderek artan, modern, bir beyin uyarım ve beyin aktivitesi düzenleme (nöromodülasyon) tedavisidir.
TMS özel cihazla oluşturulan yoğunlaştırılmış manyetik atımların ardışık bir şekilde, özel beyin bölgelerine gönderilmesiyle beyin hücrelerinin uyarılmasını ve bu sayede beyin işlevlerinin düzenlenmesini sağlayan, bazı hastalıkların tedavisindeki etkisi bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış ve FDA onayı ile kullanım ruhsatı almış, etkili ve modern bir tıbbi tedavi yöntemidir.
Bu tedavi ile psikiyatrik hastalıklar nedeniyle işlevi değişen beyin bölgelerine ve beyin ağlarına girişimsel olmayan bir yöntemle müdahale edilerek tedavi amaçlanır.
TMS, bazı kaynaklarda TMU (transkraniyal manyetik uyarım), rTMS ve rTMU olarak da tanımlanmaktadır. Klinik pratikte bunların tamamı birbiri yerine kullanılabilen terimlerdir.
TMS tedavisi ilk olarak 2008 yılında tedaviye dirençli depresyon tedavisi için FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) onayı almış, sonrasında klinik pratikte kullanımı giderek yaygınlaşmıştır. Pek çok psikiyatrik hastalığın tedavisinde tedavi direnci durumunda ekleme tedavisi olarak klinik araştırmalar yürütülmüş ve halen bu alanda pek çok araştırma devam etmektedir Başlıca kullanıldığı psikiyatrik hastalıklar şunlardır:
Ayrıca migren, kulak çınlaması (tinnitus), inme sonrası rehabilitasyon, Parkinson hastalığı, esansiyel tremor ve diğer bazı hareket bozukluklarında hastalık belirtilerinde iyileşme sağladığına dair bilimsel çalışmalar/yayınlar son dönemde artmakta ve bu alanlarda da klinik kullanımı giderek artmaktadır.
Burada listelenen psikiyatrik hastalıkların her birindeki etkinliği ve bilimsel kanıt düzeyi farklıdır. Bu nedenle her hastalıkta rutin uygulanabilir bir tedavi değildir.
Kliniğimizde 18 yaş altı hastalarda ve inme sonrası rehabilitasyon ile hareket bozuklukları için TMS uygulaması yapılmamaktadır.
Herhangi bir anestezik ilaç uygulanmadan hasta tamamen uyanık ve çoğu zaman bir koltukta otururken uygulanan bir tedavi yöntemidir. Her hastalık için özel olarak belirlenen beyin bölgelerinin iz düşümü kafa üstünden ölçüm yapılarak tespit edilir. Tedavi ardışık seanslar şeklinde uygulanır. Her bir seans hastalık ve uygulanan tedavi protokolüne göre değişmekle birlikte yaklaşık 3-40 dakika sürmektedir. Haftada 5 gün, genellikle günde 1 kez uygulanır. Hastanın yanıt durumuna göre ek seanslar gerekebilir. Seanslar sonrasında hasta günlük yaşamına hemen dönebilir.
Düzenli ve ardışık uygulama ile etkisini gösteren bir tedavi yöntemidir bu nedenle tedavi sürecinde her gün tedaviye uyum çok önemlidir. Depresyonda ve anksiyete bozukluklarında ortalama en az 20 seans, OKB yani takıntı hastalığında 30 seans uygulama gerekir. Yani depresyon ve kaygı bozuklukları için 4 hafta, OKB için 6 hafta süren bir tedavi yöntemidir. Diğer hastalıklarda duruma göre protokole ve kaç seans uygulanacağına değerlendirme sonrasında hekim karar vermektedir.
Günlük pratikte yan etkisi yok denecek kadar azdır. Uygulama sonrasında hasta günlük yaşamına sorunsuz devam edebilir. Basit bölgesel yan etkiler çoğu zaman ilk birkaç seans sonrasında görülmez. Teorik olarak görülebilecek başlıca yan etkiler şunlardır:
Kafa içi implantı olanlar, kalp pili olanlar, nöbet ve epilepsi öyküsü olanlar ve nöbet eşiğini düşüren ilaç kullananlara uygulanmaz.
Hayır. Görünürde benzerlikler olsa da uygulama ile ilgili pek çok değişkeni olan; uygulanan protokol, kullanılan cihaz ve başlık ile uygulamaya sonucu değişebilen bir tedavi yöntemidir.
Uygulama öncesinde hastanın klinik durumu, tedavi ihtiyaçları ve uygulanacak olan protokolleri belirlemek için deneyimli bir psikiyatrist tarafından ayrıntılı değerlendirme ve tüm tedavi sürecinde hekim takibi gerekir.